15 Haziran 2015 Pazartesi

Cinler

Cinlerin erkek ve dişi olanları vardır.
Evlenirler, çoğalırlar, yerler, içerler.
İhtiyarı, genci vardır.
Cinler de mükellef olup insanlar gibi Allah’ın emir ve yasaklarına uymak zorundadırlar,
“Ben cinleri ve insanları ancak ibadet etsinler diye yarattım. ”
(ez-Zariyat, 51/56)

Cinler insanlardan önce yaratılmışlardır,
Kur’an-ı Kerîm’de çok zehirli bir ateşten yaratıldıkları haber verilir:

Cinlerin varlığı Kur’an ve Sünnetle sabit olduğundan varlıklarını inkar etmek küfür sayılmıştır.

Cinler yaradılışları bakımından insanlardan çok farklıdırlar. Öncelikle semum ateşten yaratılmışlardır. Yani, dumansız ateşten yaratılmışlardır. Etrafımızda dumansız ateşe vereceğimiz en güzel örnek elektrik ve elektrik enerjisidir. Buda demektir ki, cinler de bir çeşit enerjisel varlıklardır

Her şekle girebilen, ateşin alev kısmından yaratılmış, gözle görülmeyen varlıklar (gören gözler hariç). Lügatta cin, cinnet, cinân, cennet, cenân ve cenin gibi Arapçada (C, N) harfinden meydana gelen kelimeler “örtülü”demektir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, güzel kokularla örtülü olduğundan, bu isim verilmiştir. Delilere, mecnûn denilmesi de, aklı örtülü olduğundandır. Cin denilen varlıklar da, gözden örtülü olduğu, görülmediği için, cin denilmiştir.

Canı da daha önce, zehirli, dumansız ateşten yarattık.) (Hicr suresi 27. âyet)

Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurmuşlardır:

“Allah sizden her biri için, bir cinni arkadaş kılmıştır.”
Ashab:
“Size de mi yâ Rasûlallah?” diye sorduklarında, Rasûlullah:
“Bana da ancak Allah ona karşı bana yardım etti de, o (cin) müslüman oldu,
artık o, bana ancak hayır emrediyor. ” buyurdu.
(et-Tâc, V, 233).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder