Mısır’da firavunlara tanrı gözüyle bakılıyordu. Bütün insanların efendisi, yeryüzündeki bütün maddelerin sahibi olarak görülüyordu. Elinde asası, kafasında tacı ve sakallarıyla bir Tanrıyı canlandırıyordu. İÖ 1580-1314 Döneminde firavunlar kendilerini tanrılar kralı olan Amon Ra’dan geldiklerini ilan ettiler.
Eski insanların inanmalarına göre firavunlar evrensel düzeni, güneşin doğmasını ve Nil nehrinin taşmasını önleyen tanrılar olarak bilinirlerdi. Siyaseti, adaleti, ülkenin güvenliği ve ordu konusunda tek yetkili kişiydi. Günümüzde devlet başkanlarıyla eş değerdir.
Kutsal kitabımız olan Kuran-ı Kerim ve diğer kutsal kitaplar firavunların kendilerine tanrı süsü veren tek tanrılı dinlere karşı savaşması dile getirerek çok ağar bir biçimde eleştirilmiştir.

sonra Firavunu hak dinine davet etti.
Firavun bu daveti kabul etmedi. Hz. Musa’nın inandığı Tanrıya ulaşabilmek için büyük kuleler yaptırttı. Ancak yapılan bu kuleler yıkıldı. Firavun daha sonra ordusunu toplayarak Hz. Musa ve İsrafiloğullarının peşine düştü. Kızıldenizi geçme esnasında Firavun ve ordusu boğularak öldü. Öleceği esnada kelime-i şahadet getirmek istedi. Fakat Allah C.C bu şahadeti kabul etmedi ve ibret olması için firavunu kızıldenizin kıyısına attı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder