20 Şubat 2016 Cumartesi

Zinciriye'nin Tılsımı


Ulu Cami görkemli bir yapıt... Minaresi kentin sembolü... Her noktada gözünüzün içinde... 
Yaz sıcağında cami avlusunun yeşilleri altına saklanıp serinliği yudumlarken minarenin haşmetini algılıyorsunuz. Taşlar uçup gitmiş gökyüzüne. Üstünde ayetler yazılmış. Yukarda Zinciriye Medresesi, aşağıda Ulu Cami. Kentin sembolleri. Aklınızdaki sembolleri birbirine düğüm ederken eski bir efsane gelip oturuyor önünüze. 
Zinciriye Medresesi ile Ulu Cami arasında yıllar önce bir zincir varmış, iki kutsal yapıt birbirine bağlıymış. Neden bağlanmış birbirine acaba? 
Kutsiyetleri birbirini güçlendirirmiş. Kenti koruyup kollarmış bu bağlılık. Gerçekten bir tılsımı varmış bu bağlılığın. Kenti kötülüklerden korurmuş. Özellikle insanı... Yaz sıcağında kente dağılan yılanlar, akrepler bu tılsıma çarpar düşerlermiş yere. Hiç kimseyi akrep sokmazmış. Mezopotamya'nın akrepleri el gibi. Zehri morartır öldürür insanı. Ne zaman ki bu zincir kırılmış, o zaman tılsım bozulmuş. Akrepler bayram etmiş.
Zinciriye'nin zinciri yok ama anlatılan efsanesi var. Ulu Cami muhteşem kolonları, minaresi, bahçesi ile kentin tam ortasında Zinciriye kalenin dibinde. Her gün birbirlerine el uzatıyorlar hasretle. Zincir kırılınca bağları kopmuş. Ruhları ayrı düşmüş. Ama kentin panoraması içinde yine birlikteler. Zincirle değil ama kentin karşısına geçip hayranlıkla bakan insanlar onları gözleri ile birleştiriyor. Ellerini kavuşturup tılsımı görsel düzlemde birleştiriyorlar... 
Yüzyıllık minarenin üzerinden kalkan güvercinler biraz sonra Zinciriye Medresesi'nin kümbetinin üstüne konuyor. Kuşlarda ışık da gözler de onları hep ele ele tutuşturuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder